28 Eylül 2012 Cuma

Bırak kendini doğanın akışına....


     Öncelerden tuttuğum notları karıştırırken bu güzel yazıyı buldum, sizle de paylaşayım dedim. O yapacak hiç bir şey bulamadığım, sıkıntıdan patladığım gecelerin birinde yazmıştım bu yazıyı...

    Çıktın sabah erkenden evinden, o yakıcı yaz sıcaklarının kendisini göstermesine daha çok var. Biraz da uykulu bir halle bastın pedala bekle, birazdan ciğerlerin o serin havayla dolacak.
     O güzel düzlükte iyice hızlandın, serin hava yüzüne çarpıyor ve birazcık üşüyorsun, saçının açıkta kalan kısımları uçuşuyor rüzgarda. Senin gibi sabah erkenden uyanmış onlarca kişi de kendini doğaya atmak için koşuşturuyor, aralarından hızlıca akıyorsun, ellerin ensende özgür... gidonun da seni üzmüyor o gideceği yolu biliyor, sen de o rahatlığın hazzına varıyorsun.
     İşte o yokuş karşında daha ısınamamışken her zaman karşına çıkıyor ama dert değil biraz ciğerlerimiz yansa da aşıyoruz bu rampayı da, birazdan bu rampaların nicelerini aşacaksın....
    Bisikleti o saçma takıntılardan arındır! Hoşuna giden yerde dur manzaranın keyfini çıkar, o çeşmenin soğuk suyundan iç, o derenin şırıltısını dinle, o ağacın gölgesine uzan kuşların cıvıltısına ortak ol. Huzura er... O içini törpüyle kazıyan iğrenç hislerin hepsi yok olsun. Doğayla bütünleş onun bir parçasısın unutma!  

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder