Bırak kendini doğanın akışına....

     Öncelerden tuttuğum notları karıştırırken bu güzel yazıyı buldum, sizle de paylaşayım dedim. O yapacak hiç bir şey bulamadığım, sıkıntıdan patladığım gecelerin birinde yazmıştım bu yazıyı...

    Çıktın sabah erkenden evinden, o yakıcı yaz sıcaklarının kendisini göstermesine daha çok var. Biraz da uykulu bir halle bastın pedala bekle, birazdan ciğerlerin o serin havayla dolacak.
     O güzel düzlükte iyice hızlandın, serin hava yüzüne çarpıyor ve birazcık üşüyorsun, saçının açıkta kalan kısımları uçuşuyor rüzgarda. Senin gibi sabah erkenden uyanmış onlarca kişi de kendini doğaya atmak için koşuşturuyor, aralarından hızlıca akıyorsun, ellerin ensende özgür... gidonun da seni üzmüyor o gideceği yolu biliyor, sen de o rahatlığın hazzına varıyorsun.
     İşte o yokuş karşında daha ısınamamışken her zaman karşına çıkıyor ama dert değil biraz ciğerlerimiz yansa da aşıyoruz bu rampayı da, birazdan bu rampaların nicelerini aşacaksın....
    Bisikleti o saçma takıntılardan arındır! Hoşuna giden yerde dur manzaranın keyfini çıkar, o çeşmenin soğuk suyundan iç, o derenin şırıltısını dinle, o ağacın gölgesine uzan kuşların cıvıltısına ortak ol. Huzura er... O içini törpüyle kazıyan iğrenç hislerin hepsi yok olsun. Doğayla bütünleş onun bir parçasısın unutma!  

Disk fren değil mi bu?

      Bisiklete başlayalı 4 yıl oldu ve bu süre içinde de ciddi bir tecrübeye sahip oldum, bu süre içinde de oldukça fazla kişi ile tanıştım bunlardan bazılarıyla bisiklet sürerken aldığım keyif gerçekten çok üst düzeydeyken bazılarıyla yaptığımız muhabbetler beni gerçekten rahatsız ediyor.

      Mesele şu ki; bazılarımız bisiklet sürmekten çok bisikletin donanımına falan daha çok önem veriyor, e kardeşim sürsene sen elindeki bisikletini güzel güzel, ne yapmak istedin de olmadı o bisikletle, tamam bisiklette belli bir donanım eşiğini aşmak gerekiyor ama arka vitesin XT mi yok disk fren değilmiş bu bisiklet muhabbeti ne? Jant freni bisikleti durdurmuyor mu? Arka vitesin XT değil de Alivio olunca vites 2'den 3'e atmıyor mu? Bırakın bisikletinizi 5 gram daha hafifletme sevdanızı çıkın üstüne sürün bisikletinizi, rüzgarın yüzünüze çarpmasının keyfini çıkarın.

      Bakın ben bu canavarla 2 yıl boyunca dağ tepe gezdim 17 kg dan fazlaydı kendisi, FOX maşalı bisikleti olanlar da tozumu yuttu onu da söyleyeyim :)

      Şimdiki bisikletim de bu, bunun da gördüğünüz gibi disk freni falan yok yakın bir zamanda olmayacak da, birileri hediye etmediği sürece :) ama gördüğünüz gibi çamur deryasından anlının akıyla çıkmış :)

    Sallamayın vitesini amortisörünü atlayın gezin dağ bayır, yollar sizin onu iyi kullanın :)

bu şarkı da bu yazım için hediye olsun :)

Biraz bisiklet üzerine...

       Bisikletle gerçek anlamda 2009 yılının bahar aylarında tanıştım, 17 yaşındaydım o zamanlar bisiklet sürmeyi de 2 3 yıl önce bırakmıştım hemen hemen her çocuğun başına geldiği gibi sonra bir gün okuldan samimi olduğum bir arkadaşımla bisikletlerimize binip ormanda turlayalım biraz dedik o günlerde bisiklete bu kadar bağlanacağım aklımın ucundan bile geçmezdi, babama hediye olarak verilen çelik kadrolu bianchi bisikletim vardı o bisiklete bütün yaz bindim ve diğer yıl şuan da kullandığım merida bisikletimi aldım.

      Burak' la her gün ormanda birazcık daha içerilere giriyorduk daha sonra da telefonlarımızla fotoğraflar çekip geri dönüyorduk :) bir süre sonra bizim yaşlarımızda olan sonra da çok samimi olduğumuz arkadaşlarımızla tanıştık onlar bisiklete bizden bir yıl önce başlamışlardı ve bisiklet konusunda tecrübeliydiler onlarla birlikte sürmeye başlayınca bisiklet bizim için çok farklı bir hal aldı arazide performans sürüşüyle onlar sayesinde tanışmıştık. İlk günlerde ne kadar zorlandığımı anlatamam bisiklette böyle bir tempoya hiç alışık değildim çünkü ama çok sevmiştim neredeyse her gün atlayıp bisiklete ormanda öğrendiğim yaklaşık 5 kilometrelik parkurda turlamaya başlamıştım ve bir kaç ay sonra performansımda ciddi bir artış vardı her halde o zamanlar yarışmaya başlasaydım en tepelerde olmasam da elle tutulur sonuçlar elde edebilirdim ama yarışmak hem üniversite sınavı ve ardından da üniversite sebebiyle pek mümkün olmadı :)

    Bisiklet sayesinde onlarca dostum oldu bisiklet beni biraz olsun sosyal biri yaptı, bir çok kişiyle tanışma fırsatım oldu ve hayata bakış açım ciddi ölçüde değişti, bisikletle veya başka şeylerle seyahat hayalleri kurmaya başladım artık düzenli olarak atlas dergisi alıyorum mesela, gerçekten farklı bir insan yarattı bisiklet benden.

     Benim bisiklete başlama hikayem de bu, bu sayfaları pek okuyan yok ama eğer okuyorsanız ve bisiklete hala başlamadıysanız hiç zaman kaybetmeyin derim, donanımına şuna buna takılmayın bisikletinizi alın kafanıza kaskı takın! ve sürmeye başlayın.

     Hadi bu şarkı da benden size hediye :)

  

Kron XC 500V

            Bu yıl kron modellerine pek kanım kaynamamıştı ama geçen günlerde Kron XC 500' in V frenli modelini deneme fırsatım oldu, bisiklet resimdekinin aynısıydı mat gri-beyaz kadrolu olanı. Bisiklette tamamen shimano altus donanım kullanılmış ve 24 vitesli, maşanın markasını önceki yazımda bilmiyoruz demiştim onu da öğrendim Zoom marka, maşa da peşin olarak 650 TL civarına alınabilen bir bisiklet için gayet yeterli geldi bana Suntour XCM ayarında bir çalışma performansı vardı. Bisiklet genel olarak benim hoşuma gitti vitesler sorunsuz çalışıyordu, frenler de ayarları iyi yapılmışsa problem çıkarması zor ve performansı yeterli. Bisiklet üzerindeki lastiğin dişleri de çok iri olmadığı için asfaltta da akıcı. Bir diğer nokta da bisikletin üzerindeki Vader marka jel destekli sele gayet konforlu :)

            Bisiklet sezonunun yavaş yavaş sona erdiği şu günlerde bisiklet almayı düşünenler 600-700 TL civarında bütçesi olanlar bu bisikleti düşünebilirler.