13 Nisan 2014 Pazar

26", 27,5" veya 29" Tekerlek Boyutlarının Karşılaştırılması


   Uzun bir aradan sonra blogun içeriğini zenginleştirmenin gerekliliği ortaya çıktı çünkü ratingler artıyor ama yazılar çok eski ve bisiklet dünyasında bazı yenilikler var.

   Bu yazı daha çok 26" ve 29" tekerlek boyutlarını karşılaştırma şeklinde olacak, çok yaygın olmayan 27,5" bisikletler hakkında da bilgi vereceğim.

 
Solda 26", Sağda 29" 

   26" ve 29" bisikletlerin kadrolarında da büyük geometri farklılıkları mevcut, bunun sebebi çeki borusu uzunluğu, orta milin yerden yüksekliği ve ön ve arka mil arasındaki mesafenin iki bisiklet türünde de eşit olması, XC veya All-mountain tarzı bisikletlerde daha dengeli sürüş, yola aktarılan enerjinin daha verimli olması ve bisikletin kolay kontrol edilebilmesi için bahsettiğin ölçüler her iki bisiklet türünde de benzer. Yani odak noktamız genel olarak tekerlek boyutu ve bunun bize getirileri olacak.

   29" bisikletlerin 26" bisikletlere göre avantajlarını şöyle listeleyebiliriz:
  •    Daha büyük tekerlek boyutu bu sayede daha iyi engel aşma kabiliyeti. 29" bisikletlerin bir engele yaklaşma açısı 26" bisikletlere göre daha düşüktür bu sayede engelleri çok daha kolay ve sarsıntısız aşar, bununla birlikte tekerlek yoldaki çukurların içine de daha az girecektir, bu da bize daha dengeli ve konforlu sürüş sunar.


Bu iki görsel bize tekerlek boyutlarının engel karşısındaki durumunu gösteriyor, görüldüğü gibi 29" tekerlek engeli daha kolay aşacaktır.

Gördüğü gibi 29" tekerlekler çukurun içerisine daha az giriyor, bu da sürüşü olumlu yönde etkileyecektir.

  •   İkinci büyük avantajı da tekerleğin zemine oturan kısmının yüzey alanının 29" bisikletlerde daha fazla olması, bu yol tutuşunu arttıracaktır, yumuşak zeminlerde (kum vb.) tekerleğin daha az gömülmesini sağlayacaktır çünkü yüzey alanının artması yere uygulanan basıncı azaltacaktır.
29" tekerleğin 27,5" ve 26" tekerleklere göre daha iyi zemini tuttuğu görülüyor.

  •   Bizi ilgilendirdiği kadarıyla son önemli avantajı da 29" tekerleklerin yarıçapının daha uzun olması bu sayede açısal momentumun daha yüksek olması bu da tekerleğin kendi etrafında daha kolay dönmesini sağlıyor.

     Dezavantajlarını da şu şekilde sıralayabiliriz:

  •   Öncelikle daha ağır. Kadro, jant seti, tekerlekler, amortisör büyümek zorunda bu da bisikletimizi daha ağır yapıyor.
  •   Daha büyük tekerlekler yanal esnemenin daha fazla olmasına neden oluyor, o sebeple downhill veya enduro sınıfında kullanılmıyor.
  •   Bu yavaş yavaş sorun olmaktan çıkıyor ama ülkemizde hala problem, yeterli donanım ve yedek parça alternatifi yok.
  •    26" bisikletlere göre biraz daha hantallar ve hızlanmalarda 29" bisikletler biraz ağır kalıyor, bununla birlikte dar patikalarda ani dönüşlerin olduğu yerlerde 26" bisikletler daha kolay yönetilebilir ve çok daha iyi tepki veriyor.

   Sonuç olarak, daha iyi engel aşma, iyi yol tutuşu, daha düşük dönme direnci gibi pozitif yönlerinin yanında daha fazla ağırlık ve esneklikle birlikte geliyor. Son iki yıldır özellikle çok yaygınlaştı ve dünya kupası yarışlarının tamamında 29" bisikletleri görebilirsiniz.

   27,5" bisikletlere çok fazla değinmedim ama 26" ve 29" bisikletler arasında bir form bu bisikletler, hala yaygın değil, bazı markalar 26" bisiklet üretimini durdurdu ve 27,5" odaklandı, örneğin Giant. 29" bisikletlerin yol tutuşu ve engel aşma kabiliyetinin yanında 26" bisikletlerin çevikliğini sunduğu şeklinde lanse ediliyorlar. Bana göre, bir veya iki yıl sonra 26" bisikletlerin yerini alacaklar, örnek görsellerde de görüldüğü gibi 27,5" bisikletler 26" bisiklet geometrisine çok yakın bir ve 29" tekerleklerin pozitif özelliklerini barındırıyorlar.

   Bu yazı hangisi iyi hangisi kötü yazısı değildi, tüm tekerlek boyutlarının önemli noktalarını ortaya koymaya çalıştım, umarım faydalı olmuştur, keyifli sürüşler...
















23 Şubat 2014 Pazar

Valladolid ve Bisiklet

   Erasmus sayesinde geldiğimiz Valladolid, İspanya ellerinde tabi ki ilk dikkatimi çeken şeylerden biri de bisiklet kullanımı ve trafiğin düzeniydi. Valladolid 320 bin civarı nüfusu ile küçük bir şehir Castilla y Leon eyaletinin başkenti. Oldukça eski ve tarihi sokaklarla dolu bir şehir.

   Şehirde bisiklet kullanımı yaygın ulaşım amaçlı olarak tercih ediliyor daha çok, halk günlük kıyafetleri ile klasik şehir bisikletlerini kullanıyor. Spor amaçlı bisiklet kullanımı çok değil şu ana kadar gördüğüm kadarıyla.

   Şehirde trafik bisiklet ve yaya için düzenlenmiş şehrin eski merkezinde bisiklet yolları göremesek de ,çünkü sokaklar oldukça dar ve genelde tek bir otomobil sığacak genişlikte, daha yeni olan yerleşim yerlerinde ana yollar üzerinde bisiklet yolları görüyoruz. Bisiklet yollarının olmadığı yerlerde de bisikletçiler çile çekmiyorlar trafik oldukça sakin ve sürücüler her zaman bisikletliye veya yayalara öncelik tanıyor.

   Şehrin trafiğinin otomobiller için düzenlememiş olduğunu belirtmiştik, doğrudan bisiklet yolunun olmadığı yerlerde kaldırımlar yayalar ve bisikletlilerin ortak kullanacağı şekilde tasarlanmış, şehrin genelinde kaldırımlar oldukça geniş ve otomobiller için ayrılan alandan daha büyük.


   


   Şehrin yayalar için olduğunun en güzel kanıtı bu fotoğraf sanırım.



   Bu şehirde insanlar bisikletlerini kullanıyor, bir çoğu oldukça basit sadece bisiklet olma görevini yerine getiren bisikletler, bizim toplumumuzda oluşmuş ve hiç hoşlanmadığım marka, model, donanım anlayışı bunların çok uzağında, yaşlı, genç, kadın, erkek ayrımı yok bisiklet kullananlar arasında. Trafik kurallarına da uyuyorlar özellikle dönecekleri yönü belirtirken.

  Şehir oldukça düz yokuş vs. yok ve şehrin küçüklüğü eklenince otomobil kullanmak zaten çok gereksiz, şehirde birbirinden güzel fixie bisikletler var, önümüzdeki günlerde bu bisikletlere ait görseller ile yazımı güncellerim.


   Annesi veya babası ile birlikte çocuk koltuğunda bisiklete binen çocuklar görmek bu şehirde oldukça sıradan günde bir düzine insan görüyorum sanırım bu şehirde.


   Sokaklar bu şekilde eski bisikletler ile dolu, öyle güzel Colnago' lar var ki 70'lerden, 80'lerden kalma o kadar güzel ve bakımlılar ki hepsini toplayıp evime götürme isteği oluşuyor bende.


     Şehirde çok güzel düzenli parklar da var yürüyüş veya koşu yapan, bisiklete binen insanlara sıklıkla rastlıyorsunuz.



   Belediyenin bisiklet kullanımını teşvik ettiği bir afiş.

   Son olarak şehir çok güzel bir bisiklet kiralama sistemine sahip, son bir kaç yılda ülkemizde de uygulanan bu sistem burada çok daha güzel ve yaygın şekilde uygulanıyor. Şehrin 30 noktasından bu bisikletleri alıp kullanabilirsiniz.



    Sistemin adı Vallabici, bu sistem için kişiye özel paso tarzı bir kart çıkarıyorsunuz, iki çeşit kart var 25 € ve 5 € gibi fiyatlara alınabiliyor. Ucuz olan kart sürekli ücrete tabi tutuluyor, pahalı olan ise ilk yarım saat ücretsiz kullanım sunuyor.

   Küçük bir şehir olduğu için yarım saatte bisikletle şehrin diğer ucuna ulaşabilirsiniz, bisiklet istasyonları da şehrin bir çok yerinde var, halkın ilgisi oldukça yüksek bu sisteme. Özellikle öğlen 2 den sonra okulun önündeki istasyonda bisiklet bulmak zor oluyor.



   Valladolid şehrindeki bisiklet kullanımını incelediğim yazım da bu kadar, hepinize keyifli sürüşler diliyorum.